Cevapla 
 
Derecelendir
  • 1 Oylar - 5 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
AB'den dönüs ve yasanan farkliliklar...
02-07-2017, 03:13 AM
Mesaj: #1
AB'den dönüs ve yasanan farkliliklar...
[/i]Arkadaşlar çok uzatmayıp hemen konuya konuya giriş yapayım;

Sizin gibi üniversite sıralarındayken Erasmus ile Avrupaya gitmiş, orada üniversite öğrenimi görmüş ve uzun yıllar (10 yıl) yaşamış biri olarak Türkiye´ye dönen bu arkadaşınız yaşadıklarını anlatacak. Hadi bir çay koyun da keyiflenelim, kuru kuruya okunmaz bu velet..

Şimdi, havalimanına iner inmez, tüm tabelaların Türkçe olmasına rağmen havalımanı bana ilk başta oldukça karışık geldi. Yön bulmak icin bir an durup tabelaları okuyup nerye gideceğim hakkında plan çizmem 5 dakikamı aldı.

Pasaport kontroldeki memurlarımızın/polislerimizin elbiseleri oldukça nizamsız geldi, nasıl söyliyim, üzerlerine göre ölçü alınarak dikilmemiş, üzerlerine oturmayan elbiseler, ve yeni dizaynlar değil de eski modeller olması Ayrıca polislerin (üzülerek söylüyorum) göbekli ve kısa boylu olmalarıda dikkatimi çekti. Çünkü benim alışık olduğum polisler 50 yaşlarında da olsa bakimli ve uzun boylular.

Türkiye´de yolda gezemiyorum, polis durduruyor, nereye felan soruyor, insanların başkalarına hesap vermeleri normal karşılanıyor ve maalesef acil durumlar hariç polis dahi olsa kimsenin size hesap sormaya hakkı yok. Halbu ki kanunlarla bu ülkede serbestçe gezebilme hakkımız var.

Sıra bekleme konusu, bu başıma çok geldi, otobüse bilet alırken, metroya binerken, vs ben ne zaman makinalara yaklaşsam veya ofislerden bilet almak için sıraya girsem, herkes önüme geçiyor. Ben orada yokmuşum gibi davranıyorlar, hemen gelip yandan girip önüme geçiyorlar. Beyfendi neden önüme geçiyorsunuz, ben sıradayım deyince sende uyanık olsaydın diyenine rastladım. Yani saygısızığımızı sözüm ona zeki olmamıza borçluyuz.

Otobüsler konusunu bir metrobüs hikayem ile anlatayım, dolmuş-metrobüs-otobüs hikayelerinin çoğuda zaten aynıdır. Metrobüse bineceğim zaman dedim ki bu çok kalabalık, sonrakine binerim daha rahat gideriz..İkinci metrobüs geldi, o da çok kalabalık sonrakine binerim acelem yok. Böyle 4-5 araç derken gitti, baktım ki her 5 dakikada bir bulunduğum durak mahşer kalabalığına dönüşüyor ve hepsi seni iterek biniyor. En son bende onlar gibi davranmak zorunda kaldım. Açılın uleen ben geldim diye daldım hurraaa…

Alış verişlerde Fiş alınmaması. Büyük mağazalar dışında hiç bir yer size fiş kesmiyor. Ben zorla istiyorum. Verilen her fiş, devlete vergi olarak döner… Fiş isteyince vatan haini gibi yüzüme bakılıyor.. İlginç..

İnsanlarIn parasInIn olmamasına rağmen, 4 bin tl lik telefonlar ile gezmeleri… Alınan maaş 1400 net, kullanılan telefon 4 bin tl. Bunlarla kendilerinin mutlu zannediyorlar sanırım… Bir telefona 4 bin TL verince orada gördükleri o ilgi alaka hoşlarına mı gidiyor anlamadım…

Ülkemizde mesleklerin çoğu, ‘uzman’ diye başlıyor.. Yani bir mühendis kalmamış çevremizde, herkes uzman olmuş, Uzman mustafa, Uzman Satış temsilcisi vs Specialist uzman veznedar Hatice bilmem kim…Mühendisim/ veznedarım/memurum/bankacıyım/satış personeliyim diyenine hiç rast gelmedim. Bununla ilgili küçük bir hikayemi anlatayım, İstanbulda hatrı sayılı bir firmaya eğitim vermeye gittik, işi bilen ekip olarak bizler Mühendis olarak gittik istanbula, ve bizden eğitim alacak kişilerin hepsi kendisini Uzman danışman, uzman mühendis, uzman programlacı vs vs… Etiketi seviyoruz, isimizi bilmiyoruz…

Maaş konusu, aslında bakarsanız ilk Türkiyeye geldiğim zamanlarda maaş konusunda insanların 2bin-4bin tl arası maaş almalarına üzülerek çok az maaş ödendiği kanaatine varmıştım, ancak yaşadığım süre için yaşadığım ufak tefek sıkıntılarını problemlerin çözüm için hangi kuruma gitsem hiç bir isim çözülmedi, yani demem o ki, etrafınızda çalışan tüm insanlara işiniz düşse, şu isimi çözün derseniz, herkes bir yolunu bulup sizin bunu cözmeniz gerektiğine inandırarak sizi heryerden geri çeviriyorlar, yani bu telefon firması olsun, hastane olsun, banka olsun, sigorta şirketi olsun… Kimse işini nasıl yapacagını bilmiyor ve kimse sorun cözme odaklı değil! Sorun cözme odaklı olmadığı içinde sorunlarınızla yine başbaşa kalıyorsunuz. O zaman dedim ki, yooook, bu para bu insanlara fazla bile!

Sikayet-dilekce ve BIMER iliskisi, arkadaslar BIMER´in ne oldugunu ben yeni ögrendim, dövmeyin, ancak devlet her kurumun ahbap-cavus iliskisiyle calistigini fark etmis ki, önlem almak yerine sikayet dinlemeyi tercih etmis.. Sikayet dinlemek diyorum cunku yukarida bahsettigim gibi, sikayetleri okudum aldim ancak durum bu diyerekten kibarca cevaplayip yine cozume kavusmuyor. Eskiden bir kurum ile sikayetiniz varsa onlarla tartisir probleminizi cözmeye calisirdiniz, simdi bosuna sikayet birimleri cikarmislar maksat zaman kaybi, sikayetinizi okuduk diyip okuduklariyla kaliyorlar. Siz yine sorunlarinizla basbasasiniz. Yani siz bu ülkeye vergi veriyorsunuz, müsteri gibi hizmet alamiyorsunuz.

Pahalilik arkadaslar, ister inanin ister inanmayin ama hersey cok pahali! ALim gücü cok düstü, görmüyormusunuz?… Yani ben Türkiyeden ayrilmadan önce marketlerden 100 TL gibi fiyatla babamla evimize 1 aylik masraf yaparak her türlü ihtiyacimizi karsilardik. 100 tl öderdik, bir ay gecinirdik, mutfak parasiydi o. Simdi bakiyorumda sadece ayakkabi alayim desen, indirimli hali 300 TL´den basliyor.. Arkadaslar 5 tl´nin degeri yok, meyveler cok pahali, etler almis basini gidiyor. Sen dis macununa 20 TL synsodyne verirken ben 3 eur yani 12 tl ödüyorum Ben avrupada bir markete giderdim alisveris yaptiktan sonra fise bakardim aldiklarima. Herseyin fiyati 1 euro civari, patatesin kilosu, pirinc, bulgur, yag felan 1 euro civari… 5 yildir kullandigim metronun fiyati hic degismedi hala. vs.. Söyle söyliyim, alim gücümüz cok düsmüs..Sen 1500 TL maas ile bir dis macununa 20 tl ödüyorsun, ben 1500 Euro maas alinca dis macununa 3 euro oduyorum..Hele etler, ben orada ciddiyim 10 kilo ete 40 euro verdim (kiyma, kusbasi, yagli et vs karisik)… Türkiyede bu fiyata imkansiz yani. Araba konusunun duymussunuzdur ama yinede ufak bir anlatip geceyim. Araba fiyatlari cok uygun avrupada, yani ortalam 2-4 bin euro arasi peguet 206-406 modeller alabilirsiniz. Sifir temiz yeni arabalar 10 bin eurodan baslar… Türkiyede düldül bir arabaya arkadasim 30 bin tl verdi, arabanin boyasi dökülmüs, koltuklar yirtilmis, varin siz hesap edin..

Her köprü ve otobanlardan gecislerde para alinmasi; Arkadaslar düsün ki sen bir apartman sitesinde yasiyorsun, site yoneticisi dediki, evimizin önüne kaldirim yaptiracagiz, masraf icin para topluyorum ve kaldirim bitincede her kaldirimi kullandiginizda para ödeyeceksiniz.. Bu kaldirimlari kullanmak isteyen herkes, kaldirimdan her gecis icin herkes 1 tl verecek dese mantikli mi? Bu parayi verirmiydiniz? Bence mantikli degil ama veriridiniz… Türkiye’de hayatimda ilk defa otobanlarda para almak icin hem girise hemde cikisa gise koyulduguna rastladim.. Yani bir otobana giriyorken birde cikiyorken para veriyorsun… oradaki ucretler nadir yerlerde uzun yollar icin ve cuzi fiyatlara oluyor.. ayrica yolun kaliteside tartisilir… Osmangazi koprusunde gecince 200 TL ver giriste, kaymak gibi yolda 2 dakika git, oradan cikinca devlet yoluna girerm girmez kagnilarla iler gibi ilerle…

Sacma sapan plajlarin ücretli olmasi. Arkadaslar neye göre plajlardan ücret alinir biri bana anlatsin dostum hakikaten anlamiyorum. Plajlarin bakimi icin toplaniyorsa, cöp vergisi veriyoruz hepimiz, denize girmek icin aliniyorsa, sahiller halkin malidir, lüks otellerin önünde dahi plaja girebilirsin kimsenin birsey dememeli!

Yol ve sehir bakimi…Aslinda okadar basit ki hersey, alti üstü kaldirimda yürüyebilmek ne kadar zor olabilecegi hic aklima gelmezdi. Kaldirim dediginiz olay arkadaslar insanin belkide topragi kazimaya basladigi günden veri var olan bir isciliktir. Bir kaldigim yapmak bu kadar mi zor olur? Neden basa gelen her politikacilar var olan kaldirimlari yikip yikip yenisinin yaparlar? Insanlara gösteris olsun diye. Bununla ilgili ufakta bir hikayemi anlatayim, Türkiyeden gelen 8 kisilik bir heyete tercümanlik ediyordum (Cok önemli bir sehrimizden büyüksehir belediyesi heyeti, belediye baskan yardimcisi, sehir ve planlamacili, partk ve bölgeler müdürlügú ve mühendisler). Gezinin amaci, Avrupada ki kaldirim trenvay sehircilik altyapisi gibi konulari ele almak icin düzenlendi. Avrupada songünleri, 8 kisi kaldirimda YAN YANA yürürken, son gece, müdürlerden bir tanesi durdu döndü ve sunu dedi; “Bize milyon avro paralarda verseler. Biz bu yapiyi bu sistemi bu kaldirimlari yapamayi”. Sonra erketei günü ucaga binip gittiler.. Egitim anlayisimiz bu…. Ben ülkeme döndüm, yolda birkac nedenden dolayi yürüyemiyorum, 1) Ülkemizin verdigi paralarla egitim alan degerli büyüklerimizin döndüklerinde, gezdikleriyle kalmalari, 2) ülkemizdeki kaldirimlarin kirik cökük ve yigin halinde olmasi, 3)arabalarin kaldirimlara park etmesi. Arkadaslar tüm bu eksikleri Türkiyede söylesem beni döverler diye buraya yaziyorum. Kaldirimda yürürken kendimi sakat topal gibi hissediyorum, her iki adim attiktan sonra kaldirima inip cikiyorum, cukurlardan dolayi.. Arkadaslar, vin yil önce kesfedilmis bir Kaldirim ve Yol Teknolojisi, 2017 yilinda yapmak ne kadar zor olabilir? Nasil yikik/carpik/cökük ve düzensiz yapilabilir?


Her an suikaste ugrama hissi; Karnim acikti yemek yiycem, arkadaslar uyariyor, buralarda yenmez, yiyeceksen su lokantaya git orasi iyi yapar; Internetcafe ye ihtiyacim var, yok bilader bak ben sana byer söyliycem orasi iyi, diger yerler tinerci gibi; markete gidicem, yok dostum buralarin mali iyi degil, Firin? Onun ekmegi bayat…..Arkadaslar hean kendimi suikaste ugrayacakmis gibi hissediyorum, allah askina herkim hangi isi yapiyorsa düzgün yapsin. Hadi ben disarida yasiyorum, siz onca yillardir biribirinizimi kazikliyorsunuz sahte islerinizle? Bir dükkan magaza bilgisayar tamiri firin lokanta acacaksaniz para kazanmayi ikinci planda yapin, isinizi isteyerek severek yapin. Bir dürüm yemek icin 1 saat dolastim…


Özel hastane ve Üniversitelerin durumu binalardan ibaret; Evet arkadaslar, özel/devlet hastanelerinin ve üniversitelerinin isimlerini duyuyordum, Cok övüyorlar felan. Yurtdisindan gelirken acaba benmi ön yargiliyim, gercektende güzeldir hastaneler universiteler vs…Ancak üniversiteler binalardan ibaret, yani her sokak basina universite binalari dikilmis, var olan meslek yüksek okullari ve kampusler üniversitelerden ayrilarak özerkliklerinin ilan etmisler, ancka laboratuvarlar hala ayni. Laboratuvarlarda cihaz aletler yok ögrenciler dokunmadan pratik uygulayamadan mezun oluyor. Egitimde devrim dediler, duvarlara TV LED ekran koymuslar tahta ekran üzerine.. Arkadaslar, bu cocuklarimizin hala kalemi yok, hala sogukta üsüyorlar, hala uygulama eksikleri var.. Herkesin imamhatipli olmasida bir garip, tabi gazetelerin söylemesi, imam hatip okulllarina talep varmiss…
Hastaneye gittim bir gün, anam, gitmez olaydim. Internetten randevu sstemi varmis ama sabah hastane ana baba günü gibi, hastaneye kayit yaptirmak isteyenler nüfus cüzdanlarini masanin üzerinekoyarak, en alttaki ilk gelen en üstteki sonuncusu diyerek kendilerince bir sistem önermisler ama bilgisayar sistemi henüz oturmamis anlasilan.. Kan vermeye girdigimde sok oldum zaten, yüzümüze bakan yok, koyun gibi siraya girdik, igneyi koluma piss diye batirdi tamam kalk git, bi yerden pamuk bul bastir dedi.. Halbu ki avrubalarda orada öylemiydim? Hanim kizimiz gelirdi gülerek, lütfen odama gecin hazir olun derdi.. yok burasi o bölüm degil.. Neyse kan analiz odasina gecerdim, tek basima sadece benimle ilgilenirdi, hangi kolumdan kan alacagina ben karar verdikten sonra orayi hafif yumusatir kan alincada temizler, bantlardi. Kendini iyi hissetmezsen su verirlerdi icmen icin, rahatlaman icinde sedyeye uzan kendine gelene kadar derlerdi.


Karamsar bir milletiz. Karadenizliler agresif deriz ya, hayir biz milletce agresifiz. Türkcemizi gercekten iyi güzel konusan kimsede yok cidden. Heryerde arapca tabelalar…

Insanlarimiz cok kirilgan,olumsuz birsey söylemen demek düsmanolman demektir. Onu övmelisin, Zaten bunun is toplantilarindaki Türk patronlarin kendilerinin överek toplantilari bitirmelerinden anlayabilirsiniz..

Birazcik özetlersen sunu söyleyeyim, devletin varliginin halen daha hissedemiyoruz vatandas olarak… Sokaga ciktiginizda herkes arabasinda sopa tasiyorsa polis isinin düzgün yapmiyordur, herkes adaletini kendisi sokaklarda ariyorsa adalet eksik isliyor demektir, tonlarca vergi verdigin halde hizmet alamiyor kaldirimda yürüyemiyorsan kontroller zetkililer tarafindan dogru yapilmiyor veya hic yapilmiyor demektir, herkes saygi ve güler yüz istiyor ancak herkes patlamaya hazir bomba gibi geziyor…
Dahasi aklima geldikce yazarim ilginize bagli olarak, suanlik bu kadar…

Tüm Mesajlarını Bul
Alıntı Yaparak Cevapla
« Önceki | Sonraki »
Cevapla 


Forum Atla: